Max Horkheimer, 14 Şubat 1895 yılında Stuttgart'ta doğdu. Yahudi fabrikatör Moses Horkheimer’nin oğludur.
Babasının şirketinden çalışma amacı ile 1911’de liseden ayrılıp ticaret mesleğine başlar. 1917/18 senesinde I. Dünya Savaşı'na katılır ve 1919 senesinde tekrar okula başlar ve lise diplomasını alır. 1922’ye kadar üniversite eğitim görür ve doktorasını kazanır. 1925’de Venia Legendi (Habilitation) Frankfurt Üniversitesi’nde alır.
1930 yılındada Frankfurt Üniversitesi’nde sosyal felsefe dalında Ordinarius olan Max Horkheimer, Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsünü(Institut für Sozialforschung) kurar ve kısa zamanda Naziler tarafından kapatılır. Horkheimer Cenevre ve Paris üzerinden New York’a kaçıp Columbia Üniversitesi’nde araştırmalarına devam eder.
Theodor Adorno ile beraber Frankfurt Okulunun önemli temsilcilerinden sayılır.
Max Horkheimer Frankurt okulunun ikinci başkanıdır. Birinci başkan Carl Grünberg döneminde enstitü "Grünberg Arşivi" dedikleri daha çok içi derneklerinin verilerini toplamaya dayalı bir çalışma içindeydi. Bu arşiv dışında enstitünün ciddi olarak yaptığı şey Horkheimer (o zaman doçent), Marcuse ve birkaç teorisyenin makalelerinden oluşurdu. Carl Grünberg hastalanıp işini yapamayacak hale geldiği zaman Felix Wail'in zoruyla başkanlığa Horkheimer atanır. Horkheimer'in başkanlığa gelmesi Frankurt Okulu için büyük atılımdır. Frankurt Okulu bu zamandan sonra başta Horkheimer'in etkisiyle psikoloji ve felsefe üstünde daha fazla duracaktı.
Horkheimer o zamana kadar "Toplum Teorisi" adlı teoriyi kendi değiştirip "Toplum Felsefesi" olarak kullanmıştır. Horkheimer bir Marksistir. Onun felsefesi toplumun ve popüler kültürün Marksist eleştirisi ve çalışmalarının diğer bir yönü Marksist diyalektiğin temellerinin kurucusu Hegel ve ekonomi politiğin Marksist eleştirisidir. Nitekim ne Horkheimer ne de Frankurt Okulu'nun diğer üyeleri sistematik bir ekonomi analizi yapmamışlardır. Onların çalışmaları daha çok kapitalist meta üretiminin kültürü ve insanı nasıl aşındırdığı (yabancılaşma) ve insan psikolojisini nasıl etkilediği yönündedir.
Max Horkheimer Felsefesi
"Bireylerin özgür gelişimi, nesnel aklın; yani toplumun aklının gelişimine bağlıdır." görüşündedir. Amaçsal ve araçsal akıl ayrımını da Horkheimer yapar. Araçsal akıl, kapitalizmin gelişimi için araçsallaşan akıldır. Amaçsal akıl da toplumun idealini, amacını hedef alan akıldır. Araçsal akıl, aklın kapitalist teknolojik gelişmelere araç olması şeklinde tanımlanır. Teknik akıl kavramı da araçsal akıldır ve Aristoteles'ten gelmektedir.
Horkheimer, akılsal bir toplumda toplum-birey çatışmasının ortadan kalkacağını söyler ve Rousseau'nun ortak irade kavramına göndermede bulunur.
Frankfurt Okulu kendini materyalist olarak niteler; ancak incelemelerinin geneli holistik bir toplum tasarımı değildir. Üst yapıya odaklanırlar ve bu da kişilik, kültür ve akıl demektir.
Bu düşünürler; toplumsal kültürün ekonomiden kaynaklandığını söyleseler de ekonomi, siyaset ve ideolojinin toplumda birbirinden bağımsız olduğunu söylerler.
Kişilik, toplumun sosyo-ekonomik alt yapısı ve psikolojik süreçlerin karışımı ile oluşur. Modern ekonomik sistemin insanın kişiliğini nasıl değiştirdiğini ortaya koymaya çalışırlar. Popüler kültürü, halkı yönetenlerin halkı biçimlendirme aracı olarak tanımlar
Babasının şirketinden çalışma amacı ile 1911’de liseden ayrılıp ticaret mesleğine başlar. 1917/18 senesinde I. Dünya Savaşı'na katılır ve 1919 senesinde tekrar okula başlar ve lise diplomasını alır. 1922’ye kadar üniversite eğitim görür ve doktorasını kazanır. 1925’de Venia Legendi (Habilitation) Frankfurt Üniversitesi’nde alır.
1930 yılındada Frankfurt Üniversitesi’nde sosyal felsefe dalında Ordinarius olan Max Horkheimer, Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsünü(Institut für Sozialforschung) kurar ve kısa zamanda Naziler tarafından kapatılır. Horkheimer Cenevre ve Paris üzerinden New York’a kaçıp Columbia Üniversitesi’nde araştırmalarına devam eder.
Theodor Adorno ile beraber Frankfurt Okulunun önemli temsilcilerinden sayılır.
Max Horkheimer Frankurt okulunun ikinci başkanıdır. Birinci başkan Carl Grünberg döneminde enstitü "Grünberg Arşivi" dedikleri daha çok içi derneklerinin verilerini toplamaya dayalı bir çalışma içindeydi. Bu arşiv dışında enstitünün ciddi olarak yaptığı şey Horkheimer (o zaman doçent), Marcuse ve birkaç teorisyenin makalelerinden oluşurdu. Carl Grünberg hastalanıp işini yapamayacak hale geldiği zaman Felix Wail'in zoruyla başkanlığa Horkheimer atanır. Horkheimer'in başkanlığa gelmesi Frankurt Okulu için büyük atılımdır. Frankurt Okulu bu zamandan sonra başta Horkheimer'in etkisiyle psikoloji ve felsefe üstünde daha fazla duracaktı.
Horkheimer o zamana kadar "Toplum Teorisi" adlı teoriyi kendi değiştirip "Toplum Felsefesi" olarak kullanmıştır. Horkheimer bir Marksistir. Onun felsefesi toplumun ve popüler kültürün Marksist eleştirisi ve çalışmalarının diğer bir yönü Marksist diyalektiğin temellerinin kurucusu Hegel ve ekonomi politiğin Marksist eleştirisidir. Nitekim ne Horkheimer ne de Frankurt Okulu'nun diğer üyeleri sistematik bir ekonomi analizi yapmamışlardır. Onların çalışmaları daha çok kapitalist meta üretiminin kültürü ve insanı nasıl aşındırdığı (yabancılaşma) ve insan psikolojisini nasıl etkilediği yönündedir.
Max Horkheimer Felsefesi
"Bireylerin özgür gelişimi, nesnel aklın; yani toplumun aklının gelişimine bağlıdır." görüşündedir. Amaçsal ve araçsal akıl ayrımını da Horkheimer yapar. Araçsal akıl, kapitalizmin gelişimi için araçsallaşan akıldır. Amaçsal akıl da toplumun idealini, amacını hedef alan akıldır. Araçsal akıl, aklın kapitalist teknolojik gelişmelere araç olması şeklinde tanımlanır. Teknik akıl kavramı da araçsal akıldır ve Aristoteles'ten gelmektedir.
Horkheimer, akılsal bir toplumda toplum-birey çatışmasının ortadan kalkacağını söyler ve Rousseau'nun ortak irade kavramına göndermede bulunur.
Frankfurt Okulu kendini materyalist olarak niteler; ancak incelemelerinin geneli holistik bir toplum tasarımı değildir. Üst yapıya odaklanırlar ve bu da kişilik, kültür ve akıl demektir.
Bu düşünürler; toplumsal kültürün ekonomiden kaynaklandığını söyleseler de ekonomi, siyaset ve ideolojinin toplumda birbirinden bağımsız olduğunu söylerler.
Kişilik, toplumun sosyo-ekonomik alt yapısı ve psikolojik süreçlerin karışımı ile oluşur. Modern ekonomik sistemin insanın kişiliğini nasıl değiştirdiğini ortaya koymaya çalışırlar. Popüler kültürü, halkı yönetenlerin halkı biçimlendirme aracı olarak tanımlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder