Hüsamettin Cindoruk, 1933 yılında İzmir'de doğdu. İlkokulu Ankara'daki Çankaya İlkokulu, liseyi ise Ankara Atatürk Lisesi'nde tamamladı. Yükseköğrenimini yapmak için girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1954 yılında mezun oldu ve 1955 yılında avukatlığa başladı.
Siyasal yaşamına Demokrat Parti gençlik kollarında başlayan Hüsamettin Cindoruk, 1958 yılında bu partiden ayrılarak Hürriyet Partisi kurucuları arasında yer aldı.
27 Mayıs'tan sonra Demokrat Parti yöneticilerinin yargılandığı Yassıada Yargılamaları'nda, aralarında eski meclis başkanı Refik Koraltan'ın da bulunduğu 18 eski milletvekilinin avukatlığını yaptı. Yargılama sürecinde Yüksek Adalet Divanına hakaret ettiği gerekçesiyle iki buçuk ay Balmumcu Sıkıyönetim Cezaevi'nde tutuklu olarak yattı.
Demokratik siyasal yaşam tekrar başladıktan sonra Adalet Partisi ve Demokratik Parti'de faaliyet gösterdi. 12 Eylül ile birlikte siyasal yaşamın kesintiye uğramasının ardından, 1983 yılında Büyük Türkiye Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Ancak bu siyasal parti, kuruluşundan 15 gün sonra Millî Güvenlik Konseyi'nin 79 sayılı bildirisiyle kapatıldı ve aynı bildiri ile Hüsamettin Cindoruk, Süleyman Demirel ve birlikte hareket ettikleri diğer isimlerin Zincirbozan Garnizonu'nda zorunlu ikamete tabi tutulmaları kararlaştırıldı. Hüsamettin Cindoruk burada 4 ay tutuklu kaldı.
14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre'de Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. Genel Başkanlık makamını, siyasi yasağı biten Süleyman Demirel'e bıraktıktan sonra 16 Kasım 1991 - 1 Ekim 1995 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığı yaptı. 17 Nisan 1993 günü, dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatı üzerine 17 Nisan 1993 - 16 Mayıs 1993 tarihleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığını vekâleten üstlendi. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı seçilince boşalan DYP genel başkanlığı için aday olmadı.
Tansu Çiller'in DYP genel başkanı olduğu dönemde Doğru Yol Partisi'nden ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu. Demokrat Türkiye Partisi, Mesut Yılmaz başbakanlığındaki koalisyon hükümetine katıldı; ama Cindoruk hükûmette görev almadı. Parti 1999 genel seçimlerinde oyların % 0,58'ini aldı ve barajı aşamayarak TBMM dışında kaldı. Cindoruk, bu sonucun ardından Demokrat Türkiye Partisi genel başkanlığından ayrıldı.
16 Mayıs 2009'da yapılan Demokrat Parti 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, 3. turda 559 oy alarak partinin genel başkanlığına seçildi. Genel başkanlığa gelmesinin ardından, Demokrat Parti ile Anavatan Partisi'nin birleşme sürecinde etkin rol aldı. İki parti 31 Ekim 2009 tarihinde Demokrat Parti çatısı altında bütünleşti ve Hüsamettin Cindoruk da bu bütünleşmenin başındaki isim oldu.
Hüsamettin Cindoruk, siyaset yaşamını Demokrat Parti genel başkanı olarak sürdürmüş ve 2011 yılının Ocak ayına kadar bu görevde kalmıştır.
Siyasal yaşamına Demokrat Parti gençlik kollarında başlayan Hüsamettin Cindoruk, 1958 yılında bu partiden ayrılarak Hürriyet Partisi kurucuları arasında yer aldı.
27 Mayıs'tan sonra Demokrat Parti yöneticilerinin yargılandığı Yassıada Yargılamaları'nda, aralarında eski meclis başkanı Refik Koraltan'ın da bulunduğu 18 eski milletvekilinin avukatlığını yaptı. Yargılama sürecinde Yüksek Adalet Divanına hakaret ettiği gerekçesiyle iki buçuk ay Balmumcu Sıkıyönetim Cezaevi'nde tutuklu olarak yattı.
Demokratik siyasal yaşam tekrar başladıktan sonra Adalet Partisi ve Demokratik Parti'de faaliyet gösterdi. 12 Eylül ile birlikte siyasal yaşamın kesintiye uğramasının ardından, 1983 yılında Büyük Türkiye Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı. Ancak bu siyasal parti, kuruluşundan 15 gün sonra Millî Güvenlik Konseyi'nin 79 sayılı bildirisiyle kapatıldı ve aynı bildiri ile Hüsamettin Cindoruk, Süleyman Demirel ve birlikte hareket ettikleri diğer isimlerin Zincirbozan Garnizonu'nda zorunlu ikamete tabi tutulmaları kararlaştırıldı. Hüsamettin Cindoruk burada 4 ay tutuklu kaldı.
14 Mayıs 1985 tarihinde Büyük Kongre'de Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. Genel Başkanlık makamını, siyasi yasağı biten Süleyman Demirel'e bıraktıktan sonra 16 Kasım 1991 - 1 Ekim 1995 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlığı yaptı. 17 Nisan 1993 günü, dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefatı üzerine 17 Nisan 1993 - 16 Mayıs 1993 tarihleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığını vekâleten üstlendi. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı seçilince boşalan DYP genel başkanlığı için aday olmadı.
Tansu Çiller'in DYP genel başkanı olduğu dönemde Doğru Yol Partisi'nden ayrılıp Demokrat Türkiye Partisi'ni kurdu. Demokrat Türkiye Partisi, Mesut Yılmaz başbakanlığındaki koalisyon hükümetine katıldı; ama Cindoruk hükûmette görev almadı. Parti 1999 genel seçimlerinde oyların % 0,58'ini aldı ve barajı aşamayarak TBMM dışında kaldı. Cindoruk, bu sonucun ardından Demokrat Türkiye Partisi genel başkanlığından ayrıldı.
16 Mayıs 2009'da yapılan Demokrat Parti 5. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, 3. turda 559 oy alarak partinin genel başkanlığına seçildi. Genel başkanlığa gelmesinin ardından, Demokrat Parti ile Anavatan Partisi'nin birleşme sürecinde etkin rol aldı. İki parti 31 Ekim 2009 tarihinde Demokrat Parti çatısı altında bütünleşti ve Hüsamettin Cindoruk da bu bütünleşmenin başındaki isim oldu.
Hüsamettin Cindoruk, siyaset yaşamını Demokrat Parti genel başkanı olarak sürdürmüş ve 2011 yılının Ocak ayına kadar bu görevde kalmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder