Aslıhan Yener, 21 Temmuz 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Daha 6 yaşındayken ailesi A.B.D.'nin New York eyaletindeki La Rochelle kentine yerleşti. 1964 yılında kimya öğrenimi yapmak amacıyla Adelphi Üniversitesi'ne girmiş, ancak kısa bir süre sonra Türkiye'ye dönerek ve üniversite ve branş değiştirerek 1966'da Boğaziçi Üniversitesi'nde Sanat Tarihi okumuştur.
Burada arkeolojiye olan ilgisi artmış, ve nihayet diplomasını Arkeoloji dalında almıştır. Ardından Columbia Üniversitesi'nde master yapmış ve 1980-1988 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünde doçentlik yapmıştır.
Araştırmalarını gümüş tarihi objelerin bulunması için kimyasal yöntemlerin kullanılması üzerinde yoğunlaştırmıştır. Toros Dağları bölgesinden eski çağlarda yüksek miktarlarda gümüş çıkarıldığını keşfetmiş ve bu bölgede madenciliğin evvelce zannedildiğinden gelişmiş olduğu sonucuna varmıştır.
Bir sonraki aşamada, eski çağlarda günümüzün petrolü kadar değerli olan ve bakır ile birlikte alaşım oluşturarak bronz elde edilmesinde yararlanılan kalayın madenciliğinin Bronz Çağı kökenleri üzerinde araştırmalara yönelmiştir. 1982'de yine Toros Dağları bölgesinde kalay madenciliği izlerine rastgeldi. Bu keşifler, Asurluların bugünkü Afganistan bölgesinden ithal ettikleri kalayı Anadolu'ya bol miktarda ihraç ettiklerini belirten Asur kaynakları ile bir çelişki oluşturmaktaydı. Evvelce Anadolu'da kalay bulunmadığı düşünülmüştü.
Aslıhan Yener bundan sonraki 5 yıl boyunca, MTA ile işbirliği içinde Anadolu'da madenciliğe elverişli kalitede kalay cevheri aramıştır. 1987'de kendisinin çalışmalarından haberdar olan bir başka Türk bilim adamı Niğde'nin Çamardı ilçesinin Kavlaktepe köyü yakınlarındaki bir derede kasiterit (mor kalay cevheri) keşfetmiştir. kalay cevheri genelde siyah olduğundan önceki araştırmalar bu renkte cevherler üzerinde yoğunlaşmıştı. Mor kalayın bulunduğu noktanın yakınlarındaki Kestel Dağı'nda bu madenin zengin bir rezervi keşfedilmiş, rezervin yakınlarında da Bronz Çağı izlerine rastlanmıştır. Kestel maden yatağında iki kilometre uzunluğunda bir tünel bulunmaktadır. Tünelin büyük kısmı sadece 60 santimetre kadar kalınlıkta olduğundan madende çocukların çalıştırıldığı düşünülmüştür. Nitekim terkedilmiş bir maden çukurunda 12-15 kadar çocuğun cesetleri bulunmuştur.
1989'da madenin karşısındaki Göltepe'de Bronz Çağı çanak çömlek kırıntıları ve taş aletler keşfedilmiş, bu alanın M.Ö. 3290-1840 yılları arasında yaklaşık bin kişi tarafından sürekli mahiyette iskan edilmiş bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yerleşimin büyük kısmı yeraltında bulunmaktaydı. Göltepe siti Anadolu'da Bronz Çağı'nda kalay madenciliğinin varlığının nihai kanıtını oluşturmuştur.
Böylece 1993'e gelindiğinde Aslıhan Yener M.Ö. 2870 yıllarında (Bronz Çağı'nın başlarında) Anadolu'da kalay madenciliğinin hayli gelişmiş bir sanayi olduğu ve yüksek bir uzmanlaşma derecesine vardığını öne sürebilecek kanıtları toplamış bulunmaktaydı. Anadolu'nun ithalat yaptığı da kesin olduğu için bu çağdaki ticaretin belli bir rekabet ortamının oluşacağı inceliğe vardığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Aslıhan Yener 1993'de Şikago Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi'ne katılmış olup, buradaki çalışmalarını Yakındoğu Arkeolojisi Doçenti sıfatıyla günümüze kadar sürdürmektedir. Halen Asi Nehri Vadisi Bölgesel Projesinin direktörlüğünü yapmakta ve Hititler döneminde (Geç Bronz Çağı, M.Ö. 2000-1200) Mukiş Krallığı'nın başkentliğini yapmış olan Alalah siti üzerinde araştırmalar yürütmektedir.
Aslıhan Yener, 2009 yılından beri hem Chicago Üniversitesi hem de Koç Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.
Burada arkeolojiye olan ilgisi artmış, ve nihayet diplomasını Arkeoloji dalında almıştır. Ardından Columbia Üniversitesi'nde master yapmış ve 1980-1988 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünde doçentlik yapmıştır.
Araştırmalarını gümüş tarihi objelerin bulunması için kimyasal yöntemlerin kullanılması üzerinde yoğunlaştırmıştır. Toros Dağları bölgesinden eski çağlarda yüksek miktarlarda gümüş çıkarıldığını keşfetmiş ve bu bölgede madenciliğin evvelce zannedildiğinden gelişmiş olduğu sonucuna varmıştır.
Bir sonraki aşamada, eski çağlarda günümüzün petrolü kadar değerli olan ve bakır ile birlikte alaşım oluşturarak bronz elde edilmesinde yararlanılan kalayın madenciliğinin Bronz Çağı kökenleri üzerinde araştırmalara yönelmiştir. 1982'de yine Toros Dağları bölgesinde kalay madenciliği izlerine rastgeldi. Bu keşifler, Asurluların bugünkü Afganistan bölgesinden ithal ettikleri kalayı Anadolu'ya bol miktarda ihraç ettiklerini belirten Asur kaynakları ile bir çelişki oluşturmaktaydı. Evvelce Anadolu'da kalay bulunmadığı düşünülmüştü.
Aslıhan Yener bundan sonraki 5 yıl boyunca, MTA ile işbirliği içinde Anadolu'da madenciliğe elverişli kalitede kalay cevheri aramıştır. 1987'de kendisinin çalışmalarından haberdar olan bir başka Türk bilim adamı Niğde'nin Çamardı ilçesinin Kavlaktepe köyü yakınlarındaki bir derede kasiterit (mor kalay cevheri) keşfetmiştir. kalay cevheri genelde siyah olduğundan önceki araştırmalar bu renkte cevherler üzerinde yoğunlaşmıştı. Mor kalayın bulunduğu noktanın yakınlarındaki Kestel Dağı'nda bu madenin zengin bir rezervi keşfedilmiş, rezervin yakınlarında da Bronz Çağı izlerine rastlanmıştır. Kestel maden yatağında iki kilometre uzunluğunda bir tünel bulunmaktadır. Tünelin büyük kısmı sadece 60 santimetre kadar kalınlıkta olduğundan madende çocukların çalıştırıldığı düşünülmüştür. Nitekim terkedilmiş bir maden çukurunda 12-15 kadar çocuğun cesetleri bulunmuştur.
1989'da madenin karşısındaki Göltepe'de Bronz Çağı çanak çömlek kırıntıları ve taş aletler keşfedilmiş, bu alanın M.Ö. 3290-1840 yılları arasında yaklaşık bin kişi tarafından sürekli mahiyette iskan edilmiş bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yerleşimin büyük kısmı yeraltında bulunmaktaydı. Göltepe siti Anadolu'da Bronz Çağı'nda kalay madenciliğinin varlığının nihai kanıtını oluşturmuştur.
Böylece 1993'e gelindiğinde Aslıhan Yener M.Ö. 2870 yıllarında (Bronz Çağı'nın başlarında) Anadolu'da kalay madenciliğinin hayli gelişmiş bir sanayi olduğu ve yüksek bir uzmanlaşma derecesine vardığını öne sürebilecek kanıtları toplamış bulunmaktaydı. Anadolu'nun ithalat yaptığı da kesin olduğu için bu çağdaki ticaretin belli bir rekabet ortamının oluşacağı inceliğe vardığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Aslıhan Yener 1993'de Şikago Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi'ne katılmış olup, buradaki çalışmalarını Yakındoğu Arkeolojisi Doçenti sıfatıyla günümüze kadar sürdürmektedir. Halen Asi Nehri Vadisi Bölgesel Projesinin direktörlüğünü yapmakta ve Hititler döneminde (Geç Bronz Çağı, M.Ö. 2000-1200) Mukiş Krallığı'nın başkentliğini yapmış olan Alalah siti üzerinde araştırmalar yürütmektedir.
Aslıhan Yener, 2009 yılından beri hem Chicago Üniversitesi hem de Koç Üniversitesi'nde görev yapmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder