Berdani Mardini, 5 Kasım 1978 yılında Diyarbakır'da doğdu. Yedi kardeş'in 6. sı olan olan Mardini'nin babası T.Z.D. Kurumunda çalışan bir devlet memuruydu. Babasının mesleği nedeniyle eğitimini değişik illerde sürdürmek zorunda kaldı.
İlkokul ikinci sınıfa kadar Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde okudu. Daha sonra babasının tayini çıkınca, ailesiyle birlikte Isparta’nın Gelendost taşındı. İlkokul üçüncü sınıfa Gelendost'ta devam etti. O yıllarda yeteneği ön plana çıkmaya başlıyordu. Okulda oynadığı piyes, tiyatro gibi sanat alanlarında sesinin güzelliği çevresi tarafından fark edildi.
İlkokul 5.sınıfta düzenlenen ilçeler arası şiir yarışmasında üçüncü oldu. Daha sonra ortaokul yıllarında okulun düzenlediği bir çok sosyal ve kültürel faaliyetlerde görev aldı. Ortaokulda üç, lisede iki sene tiyatro oynadı. Yine okulun düzenlemiş olduğu ses yarışmasında birinci oldu. O dönemler müziğe daha fazla merak sarmaya başlamıştı. Enstrüman çalmayı çok istiyordu. Okulun açmış olduğu bağlama kursuna ablası ve ağabeği yazıldığı için kendisi yazılamadı. Ama o kadar hevesliydi ki ağabeyi ve ablası evde çalışırken onları seyreder, daha sonra bağlamayı gizlice alıp kendi kendine çalışırdı. Bir süre sonra kendide bağlama çalmaya başladı. Derken babası emekli oldu ve ağabeğiyle ablasının, daha önce gittiği İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldı.
İstanbul’da Avcılar’a yerleşti. Avcılar Süleyman Nazif Lisesi’nde eğitimine Lise üçüncü sınıftan devam etti. Bir senelik okul yaşantısı içerisinde yine okulun düzenlediği konser ve faaliyetlerde yer aldı. Üniversite sınavını kazanamadı ve iş hayatına atıldı. Babasının açmış olduğu tekstil firmasında kardeşleriyle birlikte çalışmaya başladı. Burada işin bütün safhalarında çalıştı. Ortacı, makineci ve pastalcı olarak çalıştı. İki senesini burada geçirdikten sonra firmalarının yakınındaki bağlama kursuna yazıldı. Orada çok iyi bağlama çalan birine rastladı. Bir gece onunla birlikte Avcılar sahilde bir bara gidip eğlenmeye karar verdiler. O barda ses düzeni henüz yeni kurulduğu için herkes kendi masasında çalıp söylüyordu. Kendi kendilerine mırıldanırken barın sahibi rica etti ve ses düzeniyle okumasını istedi. Orada bir iki türkü okuyunca çok beğenildi ve geceleri sahneye çıkması istendi.
Aslında sahne anlamında müzik hayatına başlaması tamamen bir tesadüftü. Bu dönem içerisinde sabahtan akşama kadar işyerinde,işten sonra da ailesinden gizli olarak sahne hayatına başladı. Çevresi çok başarılı olduğuna inanıyordu. İstanbul'un değişik semtlerinden teklifler gelmeye başlamıştı. Bu arada profesyonel anlamda müziğe merak sarmaya başlamış ve teklifleri değerlendirme kararı almıştı. Ama konfeksiyon hayatı devam ediyordu. İkisinin de bir arada gitmeyeceğini düşünerek ailesine gece sahne aldığını ve artık müzikle uğraşmak istediğini söyledi. Ailesinden de olumlu yanıt aldı.
Konfeksiyon hayatına son verip Bakırköy Prestij Bar'dan gelen teklifi doğrultusunda orada çalışmaya başladı. Prestij Bar’da sahne almaya başladıktan sonra, farklı birçok teklifler gelmeye başladı. Profesyonel bir müzik hayatı için nota ve solfej dersleri alarak kendisini bu anlamda geliştirmeye başladı. Aslında konservatuar okumak istiyordu, hatta sınavlarına da girdi, fakat başarılı olamadı. Yalnız bu işin okulunu okumanın şart olmadığını, insanın kendini bu anlamda geliştirmek için dışarıdan da özel eğitimler alabileceğini ve kendini hazırlayabileceğini düşünüyordu.
Bir iki yıl Bakırköy’de sahne aldıktan sonra Etiler Zorba Taverna haftanın bir günü türkü gecesi yapmasını istemişti. Pazar günleri orada çıkmaya başladı. Bir dönem sonra şu sıralar da sahne aldığı yer olan Taksim Mektup Bar’da çıkmaya başladı. Sahne yıllarına başladıktan sonra kendisinden iki yaş büyük olan ağabeğide gitar çalmaya başlayarak Berdan'a sahnede eşlik etmeye başladı. Nihayet profesyonel çalışması 2000 yılının kasım ayında piyasaya çıktı. Albümü Canan Prodüksiyon tarafından yapılmıştı. Ama gerek yapım hatası gerekse tanıtım hatası kitlelere onu ulaştıramamıştı. Bu albüm kendisi için iyi bir tecrübe oldu. 2000 yılından 2002 yılına kadar bu anlamda mücadele verdi ve sonunda istediği albümü yaptı.
İlkokul ikinci sınıfa kadar Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde okudu. Daha sonra babasının tayini çıkınca, ailesiyle birlikte Isparta’nın Gelendost taşındı. İlkokul üçüncü sınıfa Gelendost'ta devam etti. O yıllarda yeteneği ön plana çıkmaya başlıyordu. Okulda oynadığı piyes, tiyatro gibi sanat alanlarında sesinin güzelliği çevresi tarafından fark edildi.
İlkokul 5.sınıfta düzenlenen ilçeler arası şiir yarışmasında üçüncü oldu. Daha sonra ortaokul yıllarında okulun düzenlediği bir çok sosyal ve kültürel faaliyetlerde görev aldı. Ortaokulda üç, lisede iki sene tiyatro oynadı. Yine okulun düzenlemiş olduğu ses yarışmasında birinci oldu. O dönemler müziğe daha fazla merak sarmaya başlamıştı. Enstrüman çalmayı çok istiyordu. Okulun açmış olduğu bağlama kursuna ablası ve ağabeği yazıldığı için kendisi yazılamadı. Ama o kadar hevesliydi ki ağabeyi ve ablası evde çalışırken onları seyreder, daha sonra bağlamayı gizlice alıp kendi kendine çalışırdı. Bir süre sonra kendide bağlama çalmaya başladı. Derken babası emekli oldu ve ağabeğiyle ablasının, daha önce gittiği İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldı.
İstanbul’da Avcılar’a yerleşti. Avcılar Süleyman Nazif Lisesi’nde eğitimine Lise üçüncü sınıftan devam etti. Bir senelik okul yaşantısı içerisinde yine okulun düzenlediği konser ve faaliyetlerde yer aldı. Üniversite sınavını kazanamadı ve iş hayatına atıldı. Babasının açmış olduğu tekstil firmasında kardeşleriyle birlikte çalışmaya başladı. Burada işin bütün safhalarında çalıştı. Ortacı, makineci ve pastalcı olarak çalıştı. İki senesini burada geçirdikten sonra firmalarının yakınındaki bağlama kursuna yazıldı. Orada çok iyi bağlama çalan birine rastladı. Bir gece onunla birlikte Avcılar sahilde bir bara gidip eğlenmeye karar verdiler. O barda ses düzeni henüz yeni kurulduğu için herkes kendi masasında çalıp söylüyordu. Kendi kendilerine mırıldanırken barın sahibi rica etti ve ses düzeniyle okumasını istedi. Orada bir iki türkü okuyunca çok beğenildi ve geceleri sahneye çıkması istendi.
Aslında sahne anlamında müzik hayatına başlaması tamamen bir tesadüftü. Bu dönem içerisinde sabahtan akşama kadar işyerinde,işten sonra da ailesinden gizli olarak sahne hayatına başladı. Çevresi çok başarılı olduğuna inanıyordu. İstanbul'un değişik semtlerinden teklifler gelmeye başlamıştı. Bu arada profesyonel anlamda müziğe merak sarmaya başlamış ve teklifleri değerlendirme kararı almıştı. Ama konfeksiyon hayatı devam ediyordu. İkisinin de bir arada gitmeyeceğini düşünerek ailesine gece sahne aldığını ve artık müzikle uğraşmak istediğini söyledi. Ailesinden de olumlu yanıt aldı.
Konfeksiyon hayatına son verip Bakırköy Prestij Bar'dan gelen teklifi doğrultusunda orada çalışmaya başladı. Prestij Bar’da sahne almaya başladıktan sonra, farklı birçok teklifler gelmeye başladı. Profesyonel bir müzik hayatı için nota ve solfej dersleri alarak kendisini bu anlamda geliştirmeye başladı. Aslında konservatuar okumak istiyordu, hatta sınavlarına da girdi, fakat başarılı olamadı. Yalnız bu işin okulunu okumanın şart olmadığını, insanın kendini bu anlamda geliştirmek için dışarıdan da özel eğitimler alabileceğini ve kendini hazırlayabileceğini düşünüyordu.
Bir iki yıl Bakırköy’de sahne aldıktan sonra Etiler Zorba Taverna haftanın bir günü türkü gecesi yapmasını istemişti. Pazar günleri orada çıkmaya başladı. Bir dönem sonra şu sıralar da sahne aldığı yer olan Taksim Mektup Bar’da çıkmaya başladı. Sahne yıllarına başladıktan sonra kendisinden iki yaş büyük olan ağabeğide gitar çalmaya başlayarak Berdan'a sahnede eşlik etmeye başladı. Nihayet profesyonel çalışması 2000 yılının kasım ayında piyasaya çıktı. Albümü Canan Prodüksiyon tarafından yapılmıştı. Ama gerek yapım hatası gerekse tanıtım hatası kitlelere onu ulaştıramamıştı. Bu albüm kendisi için iyi bir tecrübe oldu. 2000 yılından 2002 yılına kadar bu anlamda mücadele verdi ve sonunda istediği albümü yaptı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder