Dilek Türker, 3 Şubat 1945 yılında İstanbul'da doğdu. Dilek Türker, 1964 yılından bu yana tiyatro oyuncusudur. 1964-1977 yılları arasında aralıksız olarak 13 yıl İstanbul Şehir Tiyatroları’nda çalıştı. Birçok oyunda başrol oynadı. “Osmanlıgiller” (N. Güngör – 1973) ve “Şvayk 2. Dünya Savaşında” (B. Brecht – 1979) oyunlarıyla iki kez “Ayın Oyuncusu” seçildi.
1978 yılında Almanya’ya giden Dilek Türker, Goethe Enstitüsünü bitirdi. Burada gazetecilik de yaparken, yabancı ülkede yaşayan Türklerin sorunlarını birlikte yaşadı. Almanya’da yaşadığı 12 yıl içinde birbirinden başarılı projelere imza attı.
Dilek Türker, 1978 yılında Köln’de “Eski Fotoğraflar” (Dinçer Sümer); 1980’de Berlin Schaubühne’de “Kurban” ve “Keşanlı Ali Destanı”nı (Haldun Taner) sahneledi. 1984-85 sezonunda Westfalisches Landes Theatre ile birlikte gerçekleştirdiği “Sevdican”, Türkçe ve Almanca olarak, Almanya’nın neredeyse tüm kentlerinde, İsviçre, Hollanda ve Avusturya’da 5 yıl boyunca sahnelendi. 13. Uluslararası İstanbul Festivali’ne katıldı. Tek kişilik oyunlarının yanı sıra, tanınmış edebiyatçı Gisela Kraft çevirisiyle Almanca “Yunus Emre Resitasyonları” yaptı. 1990 yılında Türkiye’ye dönen Dilek Türker, Tiyatro Ayna’yı kurdu.
1990 yılından beri Dilek Türker - Tiyatro Ayna olarak, tiyatromuza yeni oyunlar kazandırdı; yurt içinde ve dışında turneler gerçekleştirdi. 1990-91 sezonunda Aziz Nesin’in Dilek Türker için yazdığı “Bir Zamanlar Memleketin Birinde” adlı oyunla perdelerini açan Tiyatro Ayna; ertesi yıl da Dinçer Sümer’in Tiyatro Ayna için yazdığı “Beni Dünya Kadar Sev” adlı oyunu sergiledi.
İlk oyunundan bu yana Türk yazarlarına özgün oyunlar yazdırarak, yepyeni yedi oyunun “Dünya Prömiyerlerini” Tiyatro Ayna sahnesinde yaptı.
1995 – 96 sezonunda yine bir Türk yazar, Rekin Teksoy’un özel olarak yazdığı “Rosa Lüksemburg” adlı oyunla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı. 1996 – 97 sezonunda Tuncer Cücenoğlu’nun “Ziyaretçi” adlı oyununu sergiledi. 1997 – 2000 yılları arasında Nezihe Araz’ın “Kuvvayı Milliye Kadınları” adlı oyunu, Dilek Türker – Tiyatro Ayna tarafından tüm Türkiye’de ve yurt dışında sahnelendi. 1999 yılında Devlet Sanatçısı unvanı verildi.
2000 – 2001 tiyatro sezonunda yine Nezihe Araz’ın yazdığı “Mustafa Kemal’le 1000 Gün – Latife” oyununu yurt içinde ve yurt dışında (ABD, Almanya, KKTC, Belçika) çıktığı turnelerde oynadı. 2002 – 2003 sezonunda Vera Tulyakova’nın anılarından Ataol Behramoğlu’nun oyunlaştırdığı “Mutlu Ol Nazım” isimli oyun, Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde 3 dalda aday gösterildi; “Avni Dilligil En İyi Dekor” ödülünü aldı. 2004 yılında Prof. Dr. Tarık Minkari’nin “Bir Cerrahın Anıları” ve “Anılar, Portreler, Tarih” adlı kitaplarından Tunca Aykut tarafından oyunlaştırılan “Merhaba Hayat” adlı oyunu sahneledi. Oyunda Tarık Minkari’yi canlandıran Dilek Türker’e ünlü cerrah da eşlik etti.
2005 yılında Mahmut Gökgöz’ün yazdığı “Pir Sultan Abdal”ı sergileyen Dilek Türker, 40. Sanat yılında Çağdaş Eğitim Vakfı tarafından “Onur Ödülü”ne ve 21. Yüzyıl Eğitim Vakfı tarafından “En İyi Sanatçı” ödülüne layık bulundu. “Türkan Işık Yolcusu” ve “Kırmızı Halı” adlı oyunları ile de büyük beğeni toplayan Dilek TÜRKER şu an “NAKŞDİL SULTAN” projesi ile Osmanlı’nın diğer din ve kültürlere gösterdiği hoşgörüden yola çıkarak, günümüz dünyasına önemli mesajlar vermeye hazırlanıyor…
1978 yılında Almanya’ya giden Dilek Türker, Goethe Enstitüsünü bitirdi. Burada gazetecilik de yaparken, yabancı ülkede yaşayan Türklerin sorunlarını birlikte yaşadı. Almanya’da yaşadığı 12 yıl içinde birbirinden başarılı projelere imza attı.
Dilek Türker, 1978 yılında Köln’de “Eski Fotoğraflar” (Dinçer Sümer); 1980’de Berlin Schaubühne’de “Kurban” ve “Keşanlı Ali Destanı”nı (Haldun Taner) sahneledi. 1984-85 sezonunda Westfalisches Landes Theatre ile birlikte gerçekleştirdiği “Sevdican”, Türkçe ve Almanca olarak, Almanya’nın neredeyse tüm kentlerinde, İsviçre, Hollanda ve Avusturya’da 5 yıl boyunca sahnelendi. 13. Uluslararası İstanbul Festivali’ne katıldı. Tek kişilik oyunlarının yanı sıra, tanınmış edebiyatçı Gisela Kraft çevirisiyle Almanca “Yunus Emre Resitasyonları” yaptı. 1990 yılında Türkiye’ye dönen Dilek Türker, Tiyatro Ayna’yı kurdu.
1990 yılından beri Dilek Türker - Tiyatro Ayna olarak, tiyatromuza yeni oyunlar kazandırdı; yurt içinde ve dışında turneler gerçekleştirdi. 1990-91 sezonunda Aziz Nesin’in Dilek Türker için yazdığı “Bir Zamanlar Memleketin Birinde” adlı oyunla perdelerini açan Tiyatro Ayna; ertesi yıl da Dinçer Sümer’in Tiyatro Ayna için yazdığı “Beni Dünya Kadar Sev” adlı oyunu sergiledi.
İlk oyunundan bu yana Türk yazarlarına özgün oyunlar yazdırarak, yepyeni yedi oyunun “Dünya Prömiyerlerini” Tiyatro Ayna sahnesinde yaptı.
1995 – 96 sezonunda yine bir Türk yazar, Rekin Teksoy’un özel olarak yazdığı “Rosa Lüksemburg” adlı oyunla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı. 1996 – 97 sezonunda Tuncer Cücenoğlu’nun “Ziyaretçi” adlı oyununu sergiledi. 1997 – 2000 yılları arasında Nezihe Araz’ın “Kuvvayı Milliye Kadınları” adlı oyunu, Dilek Türker – Tiyatro Ayna tarafından tüm Türkiye’de ve yurt dışında sahnelendi. 1999 yılında Devlet Sanatçısı unvanı verildi.
2000 – 2001 tiyatro sezonunda yine Nezihe Araz’ın yazdığı “Mustafa Kemal’le 1000 Gün – Latife” oyununu yurt içinde ve yurt dışında (ABD, Almanya, KKTC, Belçika) çıktığı turnelerde oynadı. 2002 – 2003 sezonunda Vera Tulyakova’nın anılarından Ataol Behramoğlu’nun oyunlaştırdığı “Mutlu Ol Nazım” isimli oyun, Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde 3 dalda aday gösterildi; “Avni Dilligil En İyi Dekor” ödülünü aldı. 2004 yılında Prof. Dr. Tarık Minkari’nin “Bir Cerrahın Anıları” ve “Anılar, Portreler, Tarih” adlı kitaplarından Tunca Aykut tarafından oyunlaştırılan “Merhaba Hayat” adlı oyunu sahneledi. Oyunda Tarık Minkari’yi canlandıran Dilek Türker’e ünlü cerrah da eşlik etti.
2005 yılında Mahmut Gökgöz’ün yazdığı “Pir Sultan Abdal”ı sergileyen Dilek Türker, 40. Sanat yılında Çağdaş Eğitim Vakfı tarafından “Onur Ödülü”ne ve 21. Yüzyıl Eğitim Vakfı tarafından “En İyi Sanatçı” ödülüne layık bulundu. “Türkan Işık Yolcusu” ve “Kırmızı Halı” adlı oyunları ile de büyük beğeni toplayan Dilek TÜRKER şu an “NAKŞDİL SULTAN” projesi ile Osmanlı’nın diğer din ve kültürlere gösterdiği hoşgörüden yola çıkarak, günümüz dünyasına önemli mesajlar vermeye hazırlanıyor…
Web Sitesi: dilekturker.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder