Ahmet Hikmet Müftüoğlu, 3 Haziran 1870 yılında İstanbul'da doğdu. Şair Yahya Sezai Efendi'nin oğludur. Ailesi dönemin ulema sınıfındandı; dedesi Mora Müftüsü Abdülhalim Efendi idi. Babasını yedi yaşında iken kaybetti, ağabeyinin himayesinde büyüdü. Eğitimine Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’nde başladı; Galatasaray Sultanisi’nde devam etti.
Bu okulda Tevfik Fikret ile tanışıp arkadaşlık kurdu. Edebiyat merak lise yıllarında başladı. İlk eseri olan “Leyla Yahut Bir Mecnun’un İntikamı” lisede iken yayımlandı. 1888'de eğitimini tamamladıktan sonra Hariciye Nezaretinde çalışmaya başladı; bir yandan da Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Pire (Yunanistan) ve Poti (Kafkasya) şehbenderliğine vekalet etme göreviyle bir süre İstanbul’dan uzakta bulundu ve 1896 yılında İstanbul'a geri döndü ve eski işine devam etti.
Edebiyata olan ilgisini çeviri yaparak sürdüren Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Fransızca’dan iki çeviri eser yayımladı (tarımla ilgili “Patates”; kadın güzelliği ve cilt bakımıyla ilgili “Tuvalet yahut Letâfet-i Aza” adlı çeviriler). 1896'den itibaren Servet-i Fünun adlı edebiyat topluluğuna katıldı. İkdam ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımladığı yazıları “Haristan” ve “Gülistan” adlı iki eserde topladı. Bu eserlerde hayal ürünü konular işlemekte, anlaşılması güç ağır bir dil kullanmaktaydı. Ahmet Hikmet Müftüoğlu, 1898-1908 arasında Galatasaray Sultanisi’nde ders verdi; bir yandan da Hariciye Nezareti’ndeki görevine devam etmekteydi. Bu yıllarda Ahmet Haşim’in öğretmeni oldu.
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Ticaret ve Ziraat Nezareti’nde yeni bir göreve başladıysa da kısa süre sonra tekrar Hariciye Nezareti’ne döndü. Galatasaray Sultanisi’ndeki hocalık görevini ise Tevfik Fikret bu liseye müdür olunca bıraktı. Darülfünun’da Edebiyat Fakültesi Fransız ve Alman edebiyatları hocalığına başladı. Bu dönemde dil ve konu yönünden eskisinden çok farklı eserler verdi. Artık Türkçülük ve yeni lisan hareketini benimsemişti. 1908 yılında Türk Derneği’nin 1911’de Türk Yurdu Derneği’nin kurucu üyesi olarak hizmet verdi. Türkçülük akımına bağlı öykülerini arı Türkçeciliğe yöneldiği “Çağlayanlar” (1922) adlı kitapta topladı. Tek romanı olan “Gönül Hanım” (1970) Tasvir-i Efkar Gazetesi’nde tefrika edildi. Bu eserde Turancılık ülküsünü savundu.
1913-1918 yılları arasında Peşte Başşehbenderi idi; mütareke döneminde İstanbul'a döndü. Harp malzemeleriyle ilgili bir komisyonun başkanı sıfatıyla Peşte, Viyana ve Berlin'de bulundu. 1924 yılında Halife Abdülmecid Efendi’nin baş mabeyinciliğini yaptı.
1926 yılında Ankara'da Hariciye Müsteşar vekaletini üstlendi, aynı yıl içinde bakanlığın müsteşarı olan Ahmet Hikmet Müftüoğlu, 1927 yılında İstanbul’da karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Maçka Mezarlığı’na defnedildi.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu Eserleri
Çağlayanlar Hikayesi
Gönül Hanım
Haristan ve Gülistan
Leyla yahut Bir Mecnunun İntikamı
Bir Tesadüf
Beliren Simalar
Bir Safha-i Kalb
Bir Damla Kan
Alparslan
Bu okulda Tevfik Fikret ile tanışıp arkadaşlık kurdu. Edebiyat merak lise yıllarında başladı. İlk eseri olan “Leyla Yahut Bir Mecnun’un İntikamı” lisede iken yayımlandı. 1888'de eğitimini tamamladıktan sonra Hariciye Nezaretinde çalışmaya başladı; bir yandan da Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik yaptı.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Pire (Yunanistan) ve Poti (Kafkasya) şehbenderliğine vekalet etme göreviyle bir süre İstanbul’dan uzakta bulundu ve 1896 yılında İstanbul'a geri döndü ve eski işine devam etti.
Edebiyata olan ilgisini çeviri yaparak sürdüren Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Fransızca’dan iki çeviri eser yayımladı (tarımla ilgili “Patates”; kadın güzelliği ve cilt bakımıyla ilgili “Tuvalet yahut Letâfet-i Aza” adlı çeviriler). 1896'den itibaren Servet-i Fünun adlı edebiyat topluluğuna katıldı. İkdam ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımladığı yazıları “Haristan” ve “Gülistan” adlı iki eserde topladı. Bu eserlerde hayal ürünü konular işlemekte, anlaşılması güç ağır bir dil kullanmaktaydı. Ahmet Hikmet Müftüoğlu, 1898-1908 arasında Galatasaray Sultanisi’nde ders verdi; bir yandan da Hariciye Nezareti’ndeki görevine devam etmekteydi. Bu yıllarda Ahmet Haşim’in öğretmeni oldu.
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Ticaret ve Ziraat Nezareti’nde yeni bir göreve başladıysa da kısa süre sonra tekrar Hariciye Nezareti’ne döndü. Galatasaray Sultanisi’ndeki hocalık görevini ise Tevfik Fikret bu liseye müdür olunca bıraktı. Darülfünun’da Edebiyat Fakültesi Fransız ve Alman edebiyatları hocalığına başladı. Bu dönemde dil ve konu yönünden eskisinden çok farklı eserler verdi. Artık Türkçülük ve yeni lisan hareketini benimsemişti. 1908 yılında Türk Derneği’nin 1911’de Türk Yurdu Derneği’nin kurucu üyesi olarak hizmet verdi. Türkçülük akımına bağlı öykülerini arı Türkçeciliğe yöneldiği “Çağlayanlar” (1922) adlı kitapta topladı. Tek romanı olan “Gönül Hanım” (1970) Tasvir-i Efkar Gazetesi’nde tefrika edildi. Bu eserde Turancılık ülküsünü savundu.
1913-1918 yılları arasında Peşte Başşehbenderi idi; mütareke döneminde İstanbul'a döndü. Harp malzemeleriyle ilgili bir komisyonun başkanı sıfatıyla Peşte, Viyana ve Berlin'de bulundu. 1924 yılında Halife Abdülmecid Efendi’nin baş mabeyinciliğini yaptı.
1926 yılında Ankara'da Hariciye Müsteşar vekaletini üstlendi, aynı yıl içinde bakanlığın müsteşarı olan Ahmet Hikmet Müftüoğlu, 1927 yılında İstanbul’da karaciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Maçka Mezarlığı’na defnedildi.
Ahmet Hikmet Müftüoğlu Eserleri
Çağlayanlar Hikayesi
Gönül Hanım
Haristan ve Gülistan
Leyla yahut Bir Mecnunun İntikamı
Bir Tesadüf
Beliren Simalar
Bir Safha-i Kalb
Bir Damla Kan
Alparslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder