Mark Twain, 30 Kasım 1835 yılında Florida'da doğdu. 7 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu ve sağ kalan üç kardeşten birisi idi. 4 yaşındayken ailesi, Mississippi Nehri boylarındaki Hannibal’e taşındı.
İleride yaratacağı ünlü romanları bu bölgedeki gözlemlerine dayanarak yazılmıştı. Esnaflık ve avukatlık yapan babasını on bir yaşında iken zatürreden kaybedince okulunu bırakıp çırak olarak bir basımevinde çalışmaya başladı.
Mark Twain, 18 yaşına geldiğinde dünyayı keşfetme arzusunda bir genç olarak ABD’nin değişik eyaletlerini gezmeye başladı, bu arada çeşitli matbaalarda çalıştı. Dört yıl sonra Missouri’ye döndüğünde Mississippi Nehri’ndeki buharlı gemilerde kaptanlık yapmak istedi. Kaptanlık sınavlarına hazırlık için çalıştı; nehrin her yerini öğrenmesi iki yılını aldı. Çok iyi öğrendiği bu yerler romanlarının mekanını oluşturdu.
Kendisine bu işte Henry adındaki kardeşi eşlik ediyordu. Bir gece rüyasında kardeşinin çalıştığı vapurun yanışını ve ölümünü görmesi ve bu olayın 1858 yılında aynen rüyasındaki gibi gerçekleşmesi onu çok etkiledi. Kardeşinin ölümünden bir parça kendisini sorumlu tuttu ve bu olaydan sonra parapsikoloji ile ilgilendi.
24 yaşında kaptanlık ehliyetini aldı ve Amerikan İç Savaşı çıkıp nehir gezileri yasaklanana kadar nehirde kaptanlık yaptı. Savaşa gönüllü olarak katıldı, ancak 14 günlük askeri eğitimden sonra ordudan ayrılıp Nevada’da vali olan ağabeyi Orion’un yanına gitti. Kardeşi ile birlikte bir süre posta arabasıyla bölgeyi gezdikten sonra zengin olma hayaliyle madencilik yaptı. Madencilik işi başarısızlıkla sonuçlandı.
Bazı gezi yazıları ve makaleler yazarak çeşitli eyaletleri dolaştı. Mark Twain adıyla imzaladığı ilk makalesi Carson’dan Mektup adlı makalesiydi. Mark Twain, Mississippi gemilerinde “iki kulaç derinlik” anlamına gelen bir takma addır.
18 Kasım 1865 günü New York Saturday Pres adlı gazetede yayımlanan Claravas’ta Zıplayan Kurbağa Kutlaması adlı hikâye ile edebiyat alanında çıkış yaptı. Bir madenocağı kampında madencilerden dinlediği yerel bir öyküyü kendi ağzından anlatarak ünü yakalamıştı. Hikayeyi, 1867’de yayımlanan ilk kitabında da aldı.
1866 yılında bir gazete adına Hawaii’ye giderek oradan yazılar gönderdi. İki sene sonra yine yerel bir gazetenin isteği üzerine Akdeniz’de bir gemi turuna çıktı ve gezi yazılarını Saflar Yabancı Ülkede adlı kitabında topladı. Bu eseri ile ülkesinde çok ünlü bir güldürü yazarı oldu.
Saflar Yabancı Ülkede kitabının getirdiği ekonomik rahatlık sayesinde bir arkadaşının kızkardeşi olan ve ilk görüşte aşık olduğu Oliva Langdon ile 1870 yılı Şubat ayında New York’ta evlendi. Bir süre eşi ile birlikte New York’un Buffalo kentinde yaşadı; bir gazetede editör ve yazar olarak çalıştı. Çiftin ilk çocuğu bu yıllarda dünyaya geldi ancak 19 aylıkken difteriden öldü. 1872, 1874 ve 1880 yıllarında sırasıyla kızları Susy, Clara ve Jean dünyaya geldi.
Aile, 1872’de Connecticut’ta Hartford’a taşındılar ve burada ileride Mark Twain Müzesi olacak olan evi yaptırdılar. En önemli eserlerini Connecticut’da yaşadığı dönemde yazdı.
Öksüz ve yaramaz bir çocuğun Mississippi’de geçen maceralarını anlattığı 1875 yılında yayımlanan Tom Sawyer’in Maceraları adlı eseri çok sevildi. Avrupa ile ilgili bir kitap yazmak için bir yayınevi ile 1878’de anlaşma yapınca ailesi ile Avrupa seyahatine gitti, 1879 Eylül’ünde geri döndü. 1881’de yayımlanan Prens ve Dilenci adlı romanını kızları Susy ve Clara’ya ithaf etti.
50. yaş günü kutladığı 1885 yılında yayımlanan Huckleberry Finn’in Maceraları adlı eseri kimilerince Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilmiştir. Bu kitapta da yaramaz ve asi bir çocuğun hikâyesini anlattı. Konusu köleliğin yasal olduğu bir dönemde geçen eser, karakterlerden biri olan Jim’e zenci denmesi gibi nedenlerle zaman zaman yasaklamalara ve değiştirmelere maruz kalmıştır.
Huckleberry Finn’den sonra 5 yıl boyunca kitap yayımlamayı bırakan Twain, zengin olmak umuduyla işadamlığına soyunmuştu. Para kazanmak için çeşitli işlere yatırım yapan Mark Twain’in girişimleri hep para kaybıyla sonuçlandı. 1885’te kurduğu yayınevi ise iflas etmesine yol açtı. İlk olarak iç savaş kahramanlarından ve eski ABD başkanlarından çok büyük hayranlık duyduğu Ulysses Grant’ın anılarını ardından Mark Twain’in kendi kitabı Huckleberry Finn’in Maceraları’nı yayımlayan yayınevi, bu iki kitapla elde ettiği başarıyı bir daha asla yakalayamadı. İç savaş ile ilgili çeşitli anı kitaplarının ardından dünyadaki tüm Katoliklerin birer tane alıp okuyacağı düşüncesiyle Papa XIII. Leo’nun anılarını aynı anda 6 dilde yayımladı ancak ne savaş anıları ne de Papa’nın anıları okuyucunun ilgisini çekmemişti. Bu başarısızlıklarının ardından James W. Paige adlı mucitin geliştirdiği bir dizgi makinesi için harcadığı binlerce dolar da ona hiçbir gelir getiremedi.
1891’den sonra ailesiyle hayat pahalılığının daha az olduğu Avrupa’ya yerleşen Twain geçimini sağlamak için yazılara yoğunlaştı. 1894’te yayınevi iflas etti, dizgi makinesi Chicago Herald Gazetesi’nde denendi ve başarısız bulundu. Borçlarını ödeyebilmek için yeni bir yol bulan Mark Twain, tüm dünyayı kapsayan bir söyleşi turuna çıktı. Avustralya’dan Hindistan’a, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeyi dolaştı. Bu konferanslar dizisine ait gezi notlarını Ekvatorun İzinde adlı yazısıyla paylaştı.
Mark Twain, 1896 yılında 23 yaşındaki kızı Susy’nin menenjit nedeniyle ölümü üzerine depresyona girdi ve ruhsal bunalımları hayatı boyunca zaman zaman tekrar baş gösterdi. Borçlarını ödeyip 1900’de ülkesine dönüşüne kadar ailesiyle birlikte İsviçre, Avusturya ve İngiltere’de yaşadı. ABD’ye döndükten sonra eşi Olivia’nın sağlığı bozuldu. Doktor tavsiyesi üzerine 1903 sonunda İtalya’ya gittiler, ne var ki sağlığına kavuşamayan Olivia’yı 1904’te Floransa’da kaybetti.
Twain, 1860 ve 1870'lerde ABD'nin emperyalist amaçlarını paylaşıyordu. Örneğin Hawaii Adaları konusunda ABD çıkarlarını kararlılıkla savunuyordu. 1890'ların ortalarındaki fikrini tarif ederken "Kızıl bir emperyalisttim. Amerikan kartalının Pasifik Okyanusu üzerinde çığlık atmasını istiyordum." diyordu. Fakat 1899'dan itibaren dünya görüşünü tersine çevirdi ve anti emperyalist oldu. Emperyalizm karşıtlığını on binlerce üyeye ulaşacak American Anti-Imperialist League'in başkan yardımcılığını yapacak kadar ileri götürdü. ABD'nin Filipinler'i ilhakına karşı çıkmak gibi faaliyetleri olan bu hareketin içinde, 1901 yılından 1910 yılındaki ölümüne değin bulundu.
Yaşlılık yılarında sömürgeciliği, ırk düşmanlığı, kazanç hırsı, dinsel ikiyüzlülüğü sert bir dille eleştiren yazılar yazdı. 1905’te yetmişinci yaşını Beyaz Saray’da Theodore Roosevelt’in onuruna verdiği yemekte kutladı. 1907’de Oxford Üniversitesi kendisine fahri doktora verdi. 1909 yılında 29 yaşındaki küçük kızı Jean kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
1867 Jim Smiley ve Zıplayan Kurbağa ve Diğer Öyküler
İleride yaratacağı ünlü romanları bu bölgedeki gözlemlerine dayanarak yazılmıştı. Esnaflık ve avukatlık yapan babasını on bir yaşında iken zatürreden kaybedince okulunu bırakıp çırak olarak bir basımevinde çalışmaya başladı.
Mark Twain, 18 yaşına geldiğinde dünyayı keşfetme arzusunda bir genç olarak ABD’nin değişik eyaletlerini gezmeye başladı, bu arada çeşitli matbaalarda çalıştı. Dört yıl sonra Missouri’ye döndüğünde Mississippi Nehri’ndeki buharlı gemilerde kaptanlık yapmak istedi. Kaptanlık sınavlarına hazırlık için çalıştı; nehrin her yerini öğrenmesi iki yılını aldı. Çok iyi öğrendiği bu yerler romanlarının mekanını oluşturdu.
Kendisine bu işte Henry adındaki kardeşi eşlik ediyordu. Bir gece rüyasında kardeşinin çalıştığı vapurun yanışını ve ölümünü görmesi ve bu olayın 1858 yılında aynen rüyasındaki gibi gerçekleşmesi onu çok etkiledi. Kardeşinin ölümünden bir parça kendisini sorumlu tuttu ve bu olaydan sonra parapsikoloji ile ilgilendi.
24 yaşında kaptanlık ehliyetini aldı ve Amerikan İç Savaşı çıkıp nehir gezileri yasaklanana kadar nehirde kaptanlık yaptı. Savaşa gönüllü olarak katıldı, ancak 14 günlük askeri eğitimden sonra ordudan ayrılıp Nevada’da vali olan ağabeyi Orion’un yanına gitti. Kardeşi ile birlikte bir süre posta arabasıyla bölgeyi gezdikten sonra zengin olma hayaliyle madencilik yaptı. Madencilik işi başarısızlıkla sonuçlandı.
Bazı gezi yazıları ve makaleler yazarak çeşitli eyaletleri dolaştı. Mark Twain adıyla imzaladığı ilk makalesi Carson’dan Mektup adlı makalesiydi. Mark Twain, Mississippi gemilerinde “iki kulaç derinlik” anlamına gelen bir takma addır.
18 Kasım 1865 günü New York Saturday Pres adlı gazetede yayımlanan Claravas’ta Zıplayan Kurbağa Kutlaması adlı hikâye ile edebiyat alanında çıkış yaptı. Bir madenocağı kampında madencilerden dinlediği yerel bir öyküyü kendi ağzından anlatarak ünü yakalamıştı. Hikayeyi, 1867’de yayımlanan ilk kitabında da aldı.
1866 yılında bir gazete adına Hawaii’ye giderek oradan yazılar gönderdi. İki sene sonra yine yerel bir gazetenin isteği üzerine Akdeniz’de bir gemi turuna çıktı ve gezi yazılarını Saflar Yabancı Ülkede adlı kitabında topladı. Bu eseri ile ülkesinde çok ünlü bir güldürü yazarı oldu.
Saflar Yabancı Ülkede kitabının getirdiği ekonomik rahatlık sayesinde bir arkadaşının kızkardeşi olan ve ilk görüşte aşık olduğu Oliva Langdon ile 1870 yılı Şubat ayında New York’ta evlendi. Bir süre eşi ile birlikte New York’un Buffalo kentinde yaşadı; bir gazetede editör ve yazar olarak çalıştı. Çiftin ilk çocuğu bu yıllarda dünyaya geldi ancak 19 aylıkken difteriden öldü. 1872, 1874 ve 1880 yıllarında sırasıyla kızları Susy, Clara ve Jean dünyaya geldi.
Aile, 1872’de Connecticut’ta Hartford’a taşındılar ve burada ileride Mark Twain Müzesi olacak olan evi yaptırdılar. En önemli eserlerini Connecticut’da yaşadığı dönemde yazdı.
Öksüz ve yaramaz bir çocuğun Mississippi’de geçen maceralarını anlattığı 1875 yılında yayımlanan Tom Sawyer’in Maceraları adlı eseri çok sevildi. Avrupa ile ilgili bir kitap yazmak için bir yayınevi ile 1878’de anlaşma yapınca ailesi ile Avrupa seyahatine gitti, 1879 Eylül’ünde geri döndü. 1881’de yayımlanan Prens ve Dilenci adlı romanını kızları Susy ve Clara’ya ithaf etti.
50. yaş günü kutladığı 1885 yılında yayımlanan Huckleberry Finn’in Maceraları adlı eseri kimilerince Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilmiştir. Bu kitapta da yaramaz ve asi bir çocuğun hikâyesini anlattı. Konusu köleliğin yasal olduğu bir dönemde geçen eser, karakterlerden biri olan Jim’e zenci denmesi gibi nedenlerle zaman zaman yasaklamalara ve değiştirmelere maruz kalmıştır.
Huckleberry Finn’den sonra 5 yıl boyunca kitap yayımlamayı bırakan Twain, zengin olmak umuduyla işadamlığına soyunmuştu. Para kazanmak için çeşitli işlere yatırım yapan Mark Twain’in girişimleri hep para kaybıyla sonuçlandı. 1885’te kurduğu yayınevi ise iflas etmesine yol açtı. İlk olarak iç savaş kahramanlarından ve eski ABD başkanlarından çok büyük hayranlık duyduğu Ulysses Grant’ın anılarını ardından Mark Twain’in kendi kitabı Huckleberry Finn’in Maceraları’nı yayımlayan yayınevi, bu iki kitapla elde ettiği başarıyı bir daha asla yakalayamadı. İç savaş ile ilgili çeşitli anı kitaplarının ardından dünyadaki tüm Katoliklerin birer tane alıp okuyacağı düşüncesiyle Papa XIII. Leo’nun anılarını aynı anda 6 dilde yayımladı ancak ne savaş anıları ne de Papa’nın anıları okuyucunun ilgisini çekmemişti. Bu başarısızlıklarının ardından James W. Paige adlı mucitin geliştirdiği bir dizgi makinesi için harcadığı binlerce dolar da ona hiçbir gelir getiremedi.
1891’den sonra ailesiyle hayat pahalılığının daha az olduğu Avrupa’ya yerleşen Twain geçimini sağlamak için yazılara yoğunlaştı. 1894’te yayınevi iflas etti, dizgi makinesi Chicago Herald Gazetesi’nde denendi ve başarısız bulundu. Borçlarını ödeyebilmek için yeni bir yol bulan Mark Twain, tüm dünyayı kapsayan bir söyleşi turuna çıktı. Avustralya’dan Hindistan’a, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkeyi dolaştı. Bu konferanslar dizisine ait gezi notlarını Ekvatorun İzinde adlı yazısıyla paylaştı.
Mark Twain, 1896 yılında 23 yaşındaki kızı Susy’nin menenjit nedeniyle ölümü üzerine depresyona girdi ve ruhsal bunalımları hayatı boyunca zaman zaman tekrar baş gösterdi. Borçlarını ödeyip 1900’de ülkesine dönüşüne kadar ailesiyle birlikte İsviçre, Avusturya ve İngiltere’de yaşadı. ABD’ye döndükten sonra eşi Olivia’nın sağlığı bozuldu. Doktor tavsiyesi üzerine 1903 sonunda İtalya’ya gittiler, ne var ki sağlığına kavuşamayan Olivia’yı 1904’te Floransa’da kaybetti.
Twain, 1860 ve 1870'lerde ABD'nin emperyalist amaçlarını paylaşıyordu. Örneğin Hawaii Adaları konusunda ABD çıkarlarını kararlılıkla savunuyordu. 1890'ların ortalarındaki fikrini tarif ederken "Kızıl bir emperyalisttim. Amerikan kartalının Pasifik Okyanusu üzerinde çığlık atmasını istiyordum." diyordu. Fakat 1899'dan itibaren dünya görüşünü tersine çevirdi ve anti emperyalist oldu. Emperyalizm karşıtlığını on binlerce üyeye ulaşacak American Anti-Imperialist League'in başkan yardımcılığını yapacak kadar ileri götürdü. ABD'nin Filipinler'i ilhakına karşı çıkmak gibi faaliyetleri olan bu hareketin içinde, 1901 yılından 1910 yılındaki ölümüne değin bulundu.
Yaşlılık yılarında sömürgeciliği, ırk düşmanlığı, kazanç hırsı, dinsel ikiyüzlülüğü sert bir dille eleştiren yazılar yazdı. 1905’te yetmişinci yaşını Beyaz Saray’da Theodore Roosevelt’in onuruna verdiği yemekte kutladı. 1907’de Oxford Üniversitesi kendisine fahri doktora verdi. 1909 yılında 29 yaşındaki küçük kızı Jean kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Mark Twain, 1906 yılında yazmaya başladığı biyografisini tamamlayamadan geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu 21 Nisan 1910 tarihinde Connecticut’ta öldü.
Mark Twain Eserleri (Bazıları)
Mark Twain Eserleri (Bazıları)
1867 Jim Smiley ve Zıplayan Kurbağa ve Diğer Öyküler
1869 Saflar Yabancı Ülkede
1876 Tom Sawyer'ın Maceraları
1876 Bir Cinayet, Bir Sır ve Bir Evlilik
1881 Prens Ve Dilenci
1882 Küçük Prens ve Sokak Çocuğu / Prens ve Dilenci / Çalınan Taç
1883 Mississipi’de Yaşam
1884 Huckleberry Finn'in Maceraları
1889 A Connecticut Yankee in King Arthur's Court
1897 Ekvatorun İzinde
1904 Adem'le Havva'nın Güncesi
1876 Tom Sawyer'ın Maceraları
1876 Bir Cinayet, Bir Sır ve Bir Evlilik
1881 Prens Ve Dilenci
1882 Küçük Prens ve Sokak Çocuğu / Prens ve Dilenci / Çalınan Taç
1883 Mississipi’de Yaşam
1884 Huckleberry Finn'in Maceraları
1889 A Connecticut Yankee in King Arthur's Court
1897 Ekvatorun İzinde
1904 Adem'le Havva'nın Güncesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder